Hemen yanıma aldım ve kararlaştırdığımız tarihte işyerine gittim. Normalde Göktuğ beni sikmek istediğinde davet eder, çok romantik jestler yapmaz, siker ve gönderirdi. Ama bu sefer bana karşı davranışı oldukça farklıydı. Kapıyı açtığında ellerimi öptü, elimden tuttu ve beni içeri davet etti, şaşırdım. Ona dedim ki, beni sadece önüne koymak için kullanan velet, ben şimdi nereden eş bulacağım. Haklısın ama ağlama lütfen, zamanla düzelir dedi. Yanıma oturup saçlarımı topladı ve gözyaşlarımı silerek beni teselli etmeye çalıştı. İstemsiz sığınma dürtüm neydi bilmiyorum, ona sarıldım. Yapma dedi. Suçlu hissettiğini söyledi. Hayır suçluluk yok ama sorunlu olan benim dedim. Yanaklarımı okşuyor, bir yandan beni teselli etmeye çalışıyor, çukura varınca altına girdi, aman annem dedi, ne oldu, gelinim ayağımı yere vurdu, yok duruyumu, baba devam et, okan dedi, uyuyor, Uyuyacağım, iyi dedi, gitmeye başladı, içime gelme dedi, iki kere boşaldım dedi, sikim indi, biraz çıktık, içerden çıktık, göğüslerini okşuyordum, götüne koydum, ih dedi, götüne bastırdım.
Masanın ayaklarından gelen gıcırtı seslerinin yanı sıra şimdi de tabakların ve çatalların birbirine değme sesleri…
Bu orospuya saldırsınlar!” dedik ve ertesi günü iple çektik... Ertesi gün, “Misafiriniz geldi!” diyerek orospu…
Akşam olduğunda ve yalnız olduğunuzda başka ne istersiniz? Tabii ki seks! Azmıştım ve kafam iyiydi,…
Elimi tutup bacaklarının arasına götürdü ve ben de istediği gibi yapmasına izin verdim. Aletinin pantolonundan…
Ok yaydan çıkmıştı artık. İkimiz de ne olacağını biliyor ve istiyorduk ve sonra yine sessizlik…
Sonra bir sessizlik oldu, ben onun yüzüne bakıyordum, o da bana bakıyordu. Sonra yavaşça oraya…